Meditasyon; insanlık tarihinin içe dönüş / bakış, kendini tanıma, bilinci geliştirme, bilgi alma, farkındalık, bütünleme, denge ve bütünsel sağlık gibi sayısız alanda faaliyet gösteren en eski ve kapsamlı pratiklerinden biridir. Tüm spiritüel öğretiler, içsel gelişim teknikleri, bilim, farklı kültür ve dinler meditasyonun anlam ve önemine odaklanır. Meditasyon tek başına ele alınabildiği gibi, şifa ve enerji çalışmalarıyla beraber yolu destekleyici, güçlendirici olarak da kullanılır. Meditasyon, özellikle içinde bulunduğumuz geçiş dönemi, modern toplumlar, Batılı zihin yapısının bireysel ve kitlesel yaşamları ve kapalı potansiyeller için hayati bir öneme sahiptir.
Meditasyon; sözlüklerde, “kişinin iç huzuru, sükûnet, değişik şuur halleri elde etmesine ve öz varlığına ulaşmasına olanak veren, zihnini denetleme teknikleri ve deneyimlerine verilen ad” olarak tanımlanan ve Latince ‘mediato’ kelimesinden onu yeni keşfetmiş Batı dillerine “derin düşünme” olarak tercüme edilen bir pratiktir. Meditasyon pratiğini uygulayanlara “mediatör” denir. Meditasyon uygulamaları, kendi içinde pek çok seviye ve programa sahip olabilir. Meditasyon geleneğinin kökeni Doğudur ve Doğulu meditasyon pratiği bugün bildiğimiz ve şu an uyguladığımızdan aslında çok daha farklı, köklü ve geniş bir alandır. Meditasyon farklı din, mezhep, ekol ve mistik ilimlerce farklı yorumlanır ve uygulanırlar; dolayısıyla tek tip bir meditasyon anlayışı ve pratiği yoktur. Meditasyon aktif ve pasif olarak iki kola ayrılır, ikisi de hem pasif hem aktif bir bütünlüğü içerme amaçlar. Konsantrasyon / Odaklanma, Transandantal Meditasyon gibi farklı teknikler ve bu teknikler içinde farklı araçlar mevcuttur. Son dönemlerde Osho; Batılı zihin yapısının Doğu kökenli meditasyonlara adapte olmakta zorluk çektiği gerçeğinden yola çıkarak Dinamik Meditasyon / Kundalini Meditasyon olarak bilinen bir sentezi geliştirmiştir.
Meditasyon çoğu zaman tefekkür ve bir şey üzerine derin düşünmeyle de özdeşleştirilir; fakat aslen meditasyon bilinçli bir bilinçsizlik haline çabasız bir çaba, başka bir deyişle zihni odaklamamaya, akışa bırakmaya, öze, derine inmeye / çıkmaya dayanır. Bunca çeşitliliğin içinde meditasyonla sağlanmaya çalışılan temel amaç aynıdır; bu da kısaca; insanın yüksek bilinç hallerinden taşıdığı farkındalığı ve dengeyi, giderek tüm alanlara (bedensel, duygusal, zihinsel ve ruhsal) taşıyabilmesi, hayatına entegre ederek dönüşümler yaşayabilmesidir. Biz nadiren ve genelde farkında olmadan bazı aktivitelerin yarattığı durumlarla da meditatif bir hale gelebiliriz; fakat önemli olan, yaşamda etkilerini görebilmek için bunun bilinçli ve rutin olarak olarak sağlanabilmesidir.
Öte yandan herkes birbirinden farklıdır ve kiminin rahatça uygulayıp, meditatif hale gelebildiği bir teknik bir başkasında işe yaramayabilir. İnsan zamanla deneme-yanılma ve sezgileriyle bu teknikler içinden kendiyle en uyumlu olanı bulacaktır. Hangi teknik kullanılırsa kullanılsın başlangıçta meditatif bir hale girmek gündelik yaşamda zihni kullanma pratiklerimiz açısından alışkın olmadığımız, can sıkıcı, içinde kendimizi rahat hissetmediğimiz, hatta direnç gösterip kontrol etmeye çalıştığımız ya da kaçındığımız bir durumdur; bu da kendi doğamızdan ne kadar yabancılaşmış ve korkar olduğumuzun yegane işaretidir. Hangi teknik kullanılıyor olursa olsun meditasyonun meyvelerini içten dışa doğru doğurması, hayatımızın her anının meditatif bir farkındalık ve yüksek bilinç içerecek hale gelmesi için merak, sevgi, farkındalık ve süreklilik gibi nitelikleri taşımamız gerekir. Öte yandan meditasyon yaptıkça bu nitelikler de gelişir. Toplu meditasyon da toplu şifaya benzer bir pratiktir ve aynı anda uygulayan kişi sayısından çok daha yüksek potansiyeller barındırır. Özellikle bugün, 6 milyondan fazla insanın ve çok çeşitli kurumların kullandığı Birleşik Alan Teorisi ve Veda Biliminden yola çıkarak pek çok alanda uygulanan Transandantal Meditasyon (TM) üzerine yapılan 600 den fazla bilimsel araştırma; meditasyonun tüm sistem ve alanlarda ölçülebilen faydalarını görüp önemini anlamamız açısından anlamlıdır. Reiki’ye inisiye olanlarınsa 2. Aşamadan itibaren sembol meditasyonuna başlamaları ayrı bir önem ve açılım taşır.
Uyku halinden farklı olarak kişi, meditasyon sırasında bilinçli ve farkındadır. Meditasyon zihni / bedeni dinlendirme, tamamen kendi doğal akışına bırakarak yargısız ve özdeşleşmeden gözlemleme, teslimiyet, farkındalık, içerme, kabul, müdahalesizlik, alıcılık hali ve her şeyin çözüldüğü, anlam bulduğu sonsuz bir birlik bütünlük halidir. Yani günlük yaşantımızda genellikle bizi yöneten başka şeylere tamamen kapıldığımızdan pek zor sağladığımız asıl doğamız olan durumlardır. Meditasyon hepimizin ait olduğu kozmik bilince, yüksek benliğimize, bir ve bütün olan tüm varoluşa açılan, bireysel olanı hizalayarak kozmik olanla uyumlayan bir kapıdır. Günlük hayatta, yaşamımızın neredeyse tümünde zihin ya da bedenle özdeşleşiriz, alışık olduğumuz şekilde durmaksızın çalışan, dinlendirmediğimiz ve kendimizi sadece onun bu şekildeki egemenliğine bıraktığımız zihin bu haliyle beta dalgaları üreten bir alandır ve beden gerilim altındadır. Bu haldeyken daha yüksek bir bilincin, kendini sınırlandırmış, doğal yapısı dışında seyreden, dengesiz ve harap haldeki herhangi bir parça üzerinde etkili olması beklenemez; çünkü aşkın bilinç bu durumdaki sınırlı bir frekans ve biçim tarafından içerilemez. Oysaki meditatif bir durumda beden gevşemiş, zihin sakinleşmiş, kontrol ve tetikte olmayan, teslim olmuş, fakat daha farkında, odaklı, dengeli bir bütünsellik durumundadır. Böyle bir zihin alfa dalgaları yayar; bu titreşimde bilinç daha geniş ve ortak bir bilince açılabilir ve hepimizin bağlı bulunduğu bu alandan gereken en saf enerjiyi ve bilgiyi toplayabilir, tüm sistem bu dalga boyunda onarılır ve yaşamın her alanında dönüşümler ve iyileşmeler başlar. Sanılanın aksine bizler farklı bir dalga boyu olan sıradan dinlenme ya da uyku halinde bu nitelikleri sağlayamayız. Orası bambaşka bir alan ve dalga boyudur. Meditatif uygulamalarla sağlanan iyileşme; bedensel şifadan, koruyucu sağlığa, duygusal ve zihinsel tüm faaliyetlerde gelişme ve dengeden, ruhsal açılımlara ve toplumsal hayatın düzenine kadar uzanan çok geniş bir yelpazedir. İnsanın farklı bilinç hallerindeki algı, gerçek ve eylemleri farklıdır. Yüksek ve bütünsel bir bilinç halinin yaşama egemen olması her alanda yükselmeyi getirir.
Meditasyon; şifa kanalları, alıcılar, enerji çalışmaları, Mistik İlimler, rehberlik, kanallama gibi alanlarla uğraşanlar için özellikle önemlidir. Bu alanlarla ilgilenen kişilerin meditatif durumu nasıl sağlayıp koruyacaklarını bilmeleri ve düzenli uygulamaları mühimdir.
Meditasyonun nihai ve en yüksek mertebesi yaşamı meditatif olarak yaşamaktır; yani aşkın bilincin bilince hakim olması, bilinç dışının bilince taşınmasıdır. Bu çoğu zaman oldukça zorlu ve uzun bir yoldur, öte yandan bugün giderek artan sayıda insanın meditasyonu ve faydalarını başlangıç seviyelerinde deneyimlemesi bile bireysel yaşam ve kitlesel bilinç için muazzam bir çiçeklenmedir. Meditasyon yapmak için sahip olunması gereken herhangi bir ön koşul, kural yoktur. Meditasyon sistemlerden bağımsızdır. Herkes, her an, her yerde ve şartta sahip olduğu niteliklerle meditatif bir duruma geçebilir, bu nedenle belki de meditasyon tercih edilen en yaygın, köklü, kolay, doğal ve ulaşılabilir pratiklerden de biridir. Meditasyon pratiğinin içinde olmak kendinize, dünyaya, evrene sunabileceğiniz ve onlardan alabileceğiniz en nadide güzelliklerden biridir. Dilerim ki bu yıl meditasyona adım atın, ilerleyin ve yaşamınızda çiçeklenen günlük bir pratik haline getirin.
Ahu BİRLİK
www.varolus.com